17 Temmuz 2007 Salı

Sayfa 2465

Neden daralır insan? Neden sorulara çözüm aramak istemediğinde bi milyon cevapla karşılaşır? Neden hep neden diye sormak zorundadır?. Hayat daha basit bi denklem olamaz mıydı veya başlangıçta biri soramaz mıydı "şş birader, durum bu, yersen gönderiim seni aşağıya?" Her aklı-evvel buna "belki sormuşlardır da biz hatırlamıyoruzdur" cevabını yapıştırır. Bu noktada da o densizlere "bu kadar mı aciziz" sorusunu sormak gerekir. Hayal gücünden bu kadar mı yoksunuz? Tüm yoksunlukların içinde kendimizi de mi unuturuz? Seçme şansımız yok mantığıyla hayata başlanır mı? Bi kedi görsem tweety'lik yapabilirim belki ama bi soru görsem kendi çıkarıma olacak şekilde cevaplarım. Sonra da o cevaplara bulanır kendi yaptığım yanlışa tutunurum. En azından dik durmayı yediririm kendime. Hoş, şimdi de dik duruyoruz ama sebebi boğazımıza kadar bokun içinde olmamızdan. (bkz. Dario Fo) Neden daralır işte insan? Neden sorulara bulanmak istemediğinde kendine bile bakmaya çekinir? Ne demeye gözleriden yalanlar fışkırır? Neden nedenlerden uzak durmak isterken kendine bulanır? Cevap kulaklarımda çınlıyor sanki; " şş birader, durum bu, yersen..."

Hiç yorum yok: