16 Temmuz 2007 Pazartesi

Sayfa 498

Uyandım. Gözlerimi açmamanın daha iyi olacağı düşüncesiyle hem de. Karanlığa alışmış bir ruh gibi kendi bedeninden soyutlanmış halde ne doğrulmak istiyordum ne de varlığımı evrenin sonsuzluğuna kanıtlamak. Asıl endişem yatağımın yanıbaşındaki aynaydı. En büyük korkuların en büyük tavizlerin en büyük arzuların en büyük yalnızlığın yaşandığı yer. Aynayla yüzyüze gelmek istemiyordum. Kendimi kendi içimde ve acımasızca kaybettiğim, hırpaladığım tek yer. Aynaya bakmak istemiyorum. Yine de hep yaptığım üzere, insana korkuları ile yüzleşmesi gerektiğini anlatan bi milyon tane hikayeye aldanarak bakmalıyım. İçimdeki çılgınlığı, yalınlığı, kösnüllüğü, kaybolmuşluğu görmek ve tüm yaşanmışlıklara küfürler yağdırmak için. Bir bütünü hiçliğe döndürebilecek denli parçalamaya benzese de bakmalıyım. Kendi içime, içimdeki pisliğe... Yokoluşa bir adım daha yaklaşmak için. Yalnızlıklara bölünmek, bölünen her duyguya ayak uydurmak için.. Baktığım yerde kendimi görmeliyim. Her sabah olduğu gibi yine ben olmalıyım.

Hiç yorum yok: